Özgül Öğrenme Güçlüğü / Bozukluğu Nedir?
Nasıl Tedavi Edilirler?
Özgül Öğrenme Güçlüğü / Bozukluğu farklı birkaç bozukluktan oluşmaktadır. Bunlar okuma güçlüğü (disleksi), yazma güçlüğü (disgrafi) ve matematik güçlüğüdür (diskalkuli). Sıklıkla bu durumlar beraber görülürler. Tanıma göre sıklık değişmekle birlikte bu bozuklukların ilkokul çocuklarında sıklığın %5 – 7 olduğu tahmin edilmektedir. Bu oran, Türkçe okuma İngilizce okumadan daha kolay olduğu için Türkiye’de biraz daha düşük de olabilir.
Özgül Öğrenme Güçlüğü tanısı bir dışlama tanısıdır. Yani, Özgül Öğrenme Bozukluğu tanısı konulabilmesi için iki temel şart vardır:
Bireyin akademik başarısında belirgin düşüklük.
Bu durumun aşağıdakilerle açıklanamaması :
- a) Yetersiz eğitim
b) Sosyoekonomik sorunlar (fakirlik, kalabalık ev ortamı vs)
c) Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
d) Depresyon, kaygı bozuklukları
e) Zeka geriliği : Özgül Öğrenme Güçlüğü’nde genel bir zeka geriliği olmaması beklenir. BU zeka geriliği düzeyi tanımına göre bozukluğun sıklığı değişir. Tanımlarda daha çok Toplam IQ>85 olması gerekli görülmektedir.
f) Görme, işitme sorunları.
Hemen dikkati çektiği üzere, tanı için ilk dışlanması gereken durum eğitimdeki yetersizliktir. Öğrenme sorunlarının en sık nedeni yetersiz ve kalitesiz eğitimdir. Ne yazık ki bu durum Türkiye’deki tanılarda hemen hemen hiç göz önüne alınmamaktadır. Bu nedenle, özellikle devlet okullarına (ve birçok özel okula) devam eden öğrencilere konulan Özgül Öğrenme Güçlüğü tanılarına dikkatli bir şekilde yaklaşmak gereklidir.
Özgül Öğrenme Güçlüğü Tanı Süreci :
Özgül Öğrenme Güçlüğü / Bozukluğu (disleksi, disgrafi ve diskalkuli) tanı süreci oldukça tartışmalıdır. Öncelikle, günümüzde kabul edilmeyen, ancak ülkemizde devam eden bir uygulamayı ele alalım.
IQ – başarı uyumsuzluğu : Bu yaklaşıma göre Özgül Öğrenme Güçlüğü / Bozukluğu (disleksi, disgrafi ve diskalkuli) tanısının konması için bireyin IQ puanı ve akademik başarısı arasında belirgin (istatistiksel olarak anlamlı) bir fark olmalıdır. Bu tanım, öncelikle bireyin başarısız olmasının beklenmesi gerektiği için uygun değildir. Eğer bir sorun varsa, bu sorun “anlamlı” hale gelmeden çözülmeye çalışılmalıdır. İkinci olarak yapılan çalışmalar IQ ile uyumlu ve uyumsuz akademik başarısızlık arasında neden ve tedavi açısından belirgin farklar olmadığını göstermiştir. Bu nedenle bu tanım günümüzde kabul görmemektedir.
Ayrıca IQ puanlarının anlamı tartışmalıdır. Türkiye’de uygulanan zeka (IQ) testleri (WISC-R, Stanford Binet, vs) çok eskidir, böyle olmasa bile en yeni testlerde bile hangi puanların yorumlanması gerektiği üzerine tartışmalar devam etmektedir.
Tedaviye Yanıt :
Evrensel tarama (genelde yılda 3 kere, müfredata dayalı, sonbahar, kış, ilkbahar, bazı çalışmalarda tek) ve gelişme izlemi.
Sınıfta kanıta dayalı girişimler, sonra ek ve yoğun girişimler. Üç halka şeklinde eğitim öngörülüyor. Birinci halkada bütün öğrencilere bilimsel, kaliteli eğitim. Burada yaklaşık %15-20 öğrenci öğrenmede sorun yaşıyor. Bu öğrenciler ikinci halkada küçük grup (3-4 kişi) daha yoğun bir eğitime alınıyor. Buna da yanıt yok ise ÖÖG olabilir diye düşünülüyor.
oruyucu ve düzeltici girişimler iç içe ve geçiş koordineli
Anne baba katılım ve takım olarak karar verme önemli
Eğer bu yöntem uygulanmazsa, uygulama ülkemizde olduğu gibi «Sevk, Test, Yerleştirme» olarak yürüyor. Bu yöntemde öğretmen çocuğu sevk ediyor, bir kurumda test yapılıp çocukla ilgili karar veriliyor. Bu durumda çocuğun eğitim kalitesi değerlendirilmediği için hem tanı doğru olmayabiliyor hem de çocuğun okulu herhangi bir sorumluluk hissetmiyor ve işi aileye atıyor.
Bilişsel Süreçler : Aşağıdakiler varsa ÖÖG kabul ediliyor:
Süreç skorları arasında fark
Başarı skorları arasında fark
Düşük süreç skoru ve düşük başarı skoru tutarlı
Düşük skorlar ortalamanın belirli olarak altında.
Burada toplam IQ değil “bilişsel prosesler” (süreçler) var. Bu süreçler birçok testten elde edilen bilgilerin bir araya getirilmesi ile değerlendiriliyor. Bu yöntemin sorunu, gerçekten ölçülen süreçlerle akademik başarı arasında ilişki olup olmadığının tam bilinememesi.
Karma Yöntemler : Tedaviye Yanıt ve Bilişsel Ölçümlerin bir arada kullanılması. İlk önce 6 alanda akademik başarı değerlendirmesi: okuma, okuduğunu anlama, okuma akıcılığı, matematik işlemler, matematik problem çözme ve yazılı ifade.
Sonra Tedaviye Yanıt uygulanarak eğitim kalitesini garantiye almak.
Tedaviye Yanıt yoksa dışlayıcı faktörlerin (olası diğer nedenlerin) ve işlev kaybının incelenmesi.
Gerekirse bilişsel süreç incelemesi.
Özgül Öğrenme Güçlüğü (Disleksi, Disgrafi, Diskalkuli) Tanısı için yapılacak değerlendirmeler :
- Okuma hızı
2. Dikte
3. Okuduğunu anlama
4. Matematik işlem testi
5. Matematik problem çözme
6. Akıcı yazma testi
7. Kompozisyon yazma
8. Güçlü yönleri anlamak için görüşme yapmak
9. Disleksi (Okuma Güçlüğü) Nedir : Okuma becerisinin beklenenin belirgin olarak altında olması ve bu durumun yukarıda açıklanan diğer nedenlerle açıklanamama durumudur. 4 alt tipi vardır.
Disfonetik disleksi : Sesleri çıkaramama, harflere karşılık gelen sesleri bulamama.
Yüzey disleksi : Yazılı kelimeleri hızlı ve otomatik olarak tanıyamama. Bu nedenle heceleme ve çok yavaş okuma.
Karışık disleksi : Hem fonolojik hem de ortografik süreçlerde sorun olması.
Anlama sorunları : Mekanik normal anlama kötü. Kelime dağarcığı, sözel IQ, dikkat, yürütücü işlevler ve çalışma belleği değerlendirilmeli. (%10)
Disgrafi (Yazma Güçlüğü) Nedir : Yazma becerisinin beklenenin belirgin olarak altında olması ve bu durumun yukarıda açıklanan diğer nedenlerle açıklanamama durumudur.
Kelime yazma hataları ortografik sorunlar, kompozisyon becerisi ise daha çok genel dil becerisi, çalışma belleği, yürütücü işlevler ve yazma hızı ile ilişkili.
Yazma becerisinin temelinde yatan en önemli iki beceri ortografik kodlama (yazılı kelimelerin mental reprezantasyonlarını zihninde canlandırabilme) parmak hareketlerini kontrolü.
Yazma egzersizleri verirken kelime listeleri cümleden daha faydalı. Kelimeleri de tekrar tekrar yazmak değil hatırlayıp yazmak daha çok işe yarıyor.
Diskalkuli (Matematik Güçlüğü) Nedir : Matematik becerisinin beklenenin belirgin olarak altında olması ve bu durumun yukarıda açıklanan diğer nedenlerle açıklanamama durumudur.
Sayı ve çokluk kavramlarını, işlemleri ve problemlerin içinden matematik işlemleri çıkaramama şekillerinde olabilir. Minerva Psikiyatri Merkezimizde uzman psikolog ve psikiyatrilerimiz tarafından merkezimize başvuran hastalarımız teker teker görüşmelere alınır.